Nur topu gibi bir konumuz var. Doğduğu anda insanda inanılmaz bir iç huzuru bırakan ama büyüdükçe sıkıntıları da beraberinde getiren. Gazeteler, çeşitli forumlar hatta TV programlarında işlenen “İşsizlik ve istihdam yaratımı” içerikli bir benzerlik değil bu sefer.
İşsizlik hangi noktada başlar ve kimleri peşinden sürükler. Bu bir zincir, ama titan gibi mutluluk zinciri değil baştan belirtelim, dahil olan/edilen her halkayı ayrı bir belirsizliğe sürükler. Her bir halka işsize bağlanan kendisinin çare-hadi bazen umut olabileceği duygusuyla kenetlenmiş bulur zincire. Sonuçsuzdur.
İşsizlik hangi noktada başlar ve kimleri peşinden sürükler. Bu bir zincir, ama titan gibi mutluluk zinciri değil baştan belirtelim, dahil olan/edilen her halkayı ayrı bir belirsizliğe sürükler. Her bir halka işsize bağlanan kendisinin çare-hadi bazen umut olabileceği duygusuyla kenetlenmiş bulur zincire. Sonuçsuzdur.

Profesyonel-işsizsindir.. Bile bile ladestir bunun diğer bir adı eğer istifa söz konusuysa. Sebebi her ne olursa olsun. Mobbing, çalışma saatleri, ücret memnuniyetsizliği, daha iyi bir iş bulma arzusu, evlilik, hamilelik, aile içi şiddet, hastalık. Yapmamalısın hiçbir şekilde istifa etmemelisin, gerekirse istifa ettirmelisin ama kendin asla istifa etmemelisin. Hadi diyelim yaptın, bastın istifayı 2 ay sonra yeni bir işin sana göz kırpacağını sanmamalısın. Eğer ki gerçekten şans meleğinle birlikte gezmiyorsan omzunda, bu çok düşük bir ihtimaldir. Rahatla ve arkana yaslan. Güzel günlerinin tadını çıkart. Evdesin bacaklarını uzat koltuğa kahveni al yanına. Önerim: TV’den uzak durmaya çalış. Çünkü ilk başlarda belirli alışkanlıkların çerçevesinde finans programları, belgeseller, siyasi haberleri takip ederken reklam aralarında gözünün takıldığı ve o anda miğdene giren sancının sebebi olan evlilik programları ve türevleri önündeki birkaç ay içinde küçük doz artışlarıyla hayatında varolabilir. Açma TV’yi. Alışverişe çık, pilatese yazıl, kendine bir hobi edin lütfen. Mesela bir müzik aleti çalmayı öğren olur mu? Olmaz büyük ihtimal :) Profesyonel işsiz para harcamayı alışkanlık haline getirmiş kişidir. Bir dönem önce kazandığını olduğu gibi harcardı çünkü. O dönemlerdeki en güzel yatırımları izin günleri birikimidir, yurtdışına çıkabilmek için. Şimdiki zamanda durur düşünür ve mevcut durumda bütçe kontrolüne gider, geri gelemez.
Yeni mezun da profesyonel arkadaşımızda başlarlar beyaz yaka iş arayışına. Görüşmelerin ardı arkası kesilmez. İK cıların aynı sorularına hep farklı bakış açıları getirirler. İK’lar farklılaşmaz, her biri çok sevimli gelir işsizin parlak gözlerine. Her sektörde aynıdır soruları. İkisi de fazlasıyla tecrübe etmiştir artık. Yaratıcı çözümler bitmez. Verilen limonun yanına tequilayı söylersin o halde. Yüksek lisans yapalım dimi? Sırf vakit geçirmek için bir yüksek lisans yapmayı düşünür, gereği düşünülmeyen bir diploma daha. Vakit kaybının ta kendisi. Yapan da bilir, bilir de alternatifi yoktur işte. Yapılacaktır. Az kalsın unutuyordum, yeni nesil İK’cılarda büyük bir farklılaşmadan bahsetmek isterim. Artık olumsuz dönüşler yok. Demotive etmek yok, "Herşey olumlu, çok uygunsunuz" mevzu bahis ilan inaktif oldu. Hope to meet again, next time. Adios :)
Bu süreç son bulur bir vakit, mühim olan o kişinin metin olabilmesi ruh sağlığını kaybetmemesidir. Güçlü olsun daha da önemlisi RAHAT olsun ve asla ama asla vazgeçmeden arayışa devam etsin. Hayatın akışı her zaman çok farklı şekillenebilir önemli olan nereye düştüğün değil ne şekilde ayağa kalktığındır sevgili yeni mezun ve profesyonel işsiz arkadaşım. Telefonun başında bekleme birde çok rica ederim.